Kurumsal Dönüşüm Yönetimiyle İlgili Doğru Bildiğimiz Yanlışlar

Kurumsal Dönüşüm Yönetimiyle İlgili Doğru Bildiğimiz Yanlışlar

Kurumsal dönüşümler konusunda uzmanlığını kanıtlamış akademisyenler ve danışmalar bu konudaki anlayışımızı geliştirmek için ciddi biçimde çalışmalar yapıyorlar. Ancak çok azı başarılı olabiliyor. Yapılan araştırmalara göre dönüşüm projelerinin yaklaşık dörtte üçü ya beklenen sonucu veremiyor ya da tamamen çöpe atılıyor.  

Bu başarısızlığın temel nedeni olarak uygulamanın ve icranın yetersiz kalması gösterildiği için birçok şirket dönüşüm sürecinde işin icra boyutuna odaklanıyor. Şirketler, dönüşümü, doğru ve etkin biçimde yönetilmesi gereken süreçler olarak görüyorlar. Bu nedenle “yanan platformlar”, “yön verici koalisyonlar” ve “erken dönem kazanımlar” gibi kavramlar son dönemde popüler hale geliyor. Ancak icranın zayıf kalması sorunun sadece bir kısmını oluşturuyor.

Yöneticiler, değişimin nasıl olacağından ziyade neyi değiştireceklerini ve daha da özelinde ilk neyi değiştireceklerini belirlemelidir. Şirketler dönüşüm savaşında, stratejik olarak doğru cepheleri kuramazsa yaptıkları, performansı olumsuz etkileyecektir.

Böyle bir durumda liderler, hangi değişimlere öncelik vereceklerini nasıl belirlemeliler?

Net biçimde anlaşılması gereken 3 konuyu göz önünde bulundurmak gerekir;

  1. Dönüşümün Katalizörleri Nedir?
  2. Kurumun Konu Hakkındaki Yaklaşımı Nasıldır?
  3. Dönüşümü Yönetecek Liderlerin Yetkinlikleri Nelerdir?

 

KATALİZÖR: DEĞERİ KAYBETMEMEK 

Herhangi bir dijital dönüşümün temelinde bir değere ulaşma çabası yatar. İdeal senaryoda bunun için verimliliği artırmayı (işleri hızlandırmak ve maliyetleri azaltmak suretiyle) ve büyümeye yatırımı aynı anda gerçekleştirmek gerekir. Fakat birçok dönüşüm çalışması bu iki konuyu aynı anda yürütemeyip, yalnızca birine odaklanmak nedeniyle düzenini yitirir ve istenen noktadan uzaklaşır.

Bazı durumlarda verimliliği artırarak, dış kaynak kullanarak, yatırımları erteleyerek veya yeniden yapılanmalar üzerinden işi hızlandırmaya çalışmak büyümenin önüne set koyabilir. Bazı kurumların alışkanlıkları o kadar eskiye dolayısıyla alışılmışlığa uzanır ki, yetkinlikleri köreltir, demoralize eder ve yeni girişimlere büyük katkı sağlayacak olan kaynakları kurutur. 

 

Büyüme hedefine doğru giderken disiplin, doğru yolda kalmanızı sağlayacaktır. Bu tür kontrollerin olmadığı bir durumda şirketiniz kolaylıkla yönünü kaybedebilir. Bu durum, stratejiyi yeni bir yöne çevirmek amacıyla yapılan “dönüşüme yönelik satın alımlar” sürecinde yoğun biçimde görülür ve genelde bu tür alımlar şirketin değerini emip yok eder.

Bu noktada sorulması gereken asıl soru şu; Dönüşüm Yolunda Neyi Önceliklendirmeniz Gerektiğini Nasıl Belirleyeceksiniz? Bu da süreçteki ikinci seviyeyi üste taşıyor: Neyin peşinde koştuğunuzu bilmek... 

YAKLAŞIM: YÖNÜNÜZÜ BELİRLEYİN

Bir sonraki adımda kurum, daha büyük bir değer ortaya koymaya yönelik spesifik bir arayış belirlemelidir. Yöneticiler “dönüşüm” kavramını sanki “dijital dönüşüm” kavramının kısaltmasıymış gibi kullanıyor. Ancak şu anda devam eden dijital devrimin kendisi bir dönüşüm değil belirlenen hedefe giden bir yoldur ve önemli olan bu hedefi belirlemektir. 

  1. Küresel Yayılım: Pazarlara erişimi artırmak ve liderlik, inovasyon, yetenek akışı, beceriler ve en iyi uygulamalar anlamında daha uluslararası hale gelmek.
  2. Müşteri Odaklılık: Müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak ve sadece ürün ve hizmetler değil zenginleştirilmiş içgörüler, deneyimler veya çıktılar (entegre çözümler) oluşturmak.
  3. Çeviklik: Stratejik, operasyonel ve kültürel anlamda daha çevik olabilmek için süreçleri hızlandırmak ve işin yapılış yöntemini geliştirmek.
  4. İnovasyon: Kurumun yeni fırsatları belirleyip değerlendirme şansını artırmak için gerek kurum içinden gerekse kurum dışından taze kaynaklardan gelecek fikirleri ve yaklaşımları bir araya getirmek.
  5. Sürdürülebilirlik: Konumlandırma ve icra anlamında daha çevreci ve daha sosyal olmak. 

Her bir yaklaşımın kendine özgü odağı, kolaylaştırıcı faktörleri ve tuzakları mevcut ve her biri şirketlerin faaliyet modelinde, müşterilerinde, iş ortaklarında, dahili süreçlerinde ve kaynaklarında bazı değişiklikler yapmalarını gerektiriyor. “Dijitalleşme” bu beş yaklaşımdan herhangi birini merkeze alabilir ve bu yaklaşımların tamamı disiplin gerektirir.

YETKİNLİKLER: BİR LİDER YARATMAK

Son adımda kurum, belirlenmiş dönüşümü idare etmek için, bunu hayata geçirecek liderleri geliştirmek durumundadır. Dönüşümün sürdürülebilir ve geleceğe yönelik olması buna bağlıdr.

"Doğru yaklaşımı seçmek kolay değildir. Bu yaklaşım cazip ve öncelikli olmalıdır."

Kurumlar liderlik gelişimine yeterince önem vermezse dönüşüm çabalarının yakıtının azalıp bitmesi kaçınılmaz olur. Her seviyeden yöneticiler ve müdürler, kurumun belirlenen rotada yol almasını sağlamak için kurumu bu noktaya hangi bakış açılarının ve davranışların taşıyacağını belirlemeli ve sonrasında çalışanların her bir bağlamda nasıl hareket edeceklerini bilebilecekleri bir ideal oluşturmalıdırlar. 

 

 

Özetle anlatmak gerekirse; Başarıya ulaşamayan dönüşümlerin sebebi olarak icranın yetersizliği belirlenir. Ancak sorunun doğru tespit edilmemesi de problem yaratır. 

Kurumlar yanlış seçeneklere yöneldiklerinde veya seçenekleri yanlış sıralamayla ele aldıklarında mevcut sorunları daha kötüleştirebilirler, yeni sorunlara neden olabilirler ve tükenme noktasına gelen çalışanlar geleceğe dair girişimlere sıcak bakmazlar.

Liderler değişime dair önceliklerini belirmeden önce üç noktayı analiz etmeliler: Dönüşümün katalizörleri, arka plandaki yaklaşım ve bunun peşinden gitmeye yönelik liderlik yetkinlikleri...

 

BLOG

ZAMANI ETKİLİ YÖNET, EİNSENHOWER MATRİSİ

00-00-0000

ZAMANI ETKİLİ YÖNET, EİNSENHOWER MATRİSİ   Hem iş hayatında hem de günlük hayatta zamanın verimli kullanılması bireylerin yaşam kalitesini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Eski ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower’ın zaman yönetimi konusunda literatüre kazandırdığı bir düşünce biçimi olan ‘Eisenhower Matrisi’ diğer adıyla ‘Önceliklendirme Matrisi; önceliklerimizi doğru sıralanmasının oldukça önemli olduğundan bahseder.      Herkes için, yaşamın en önemli kısıtlarından biri de zamandı.. Zaman doğru yönetilmediğinde önemli bir soruna dönüşür. Önceliklendiremediğimiz bir çok iş verim kaybına neden olur. Bu da önemli işlerimizin gecikmesiyle sonuçlanır.  Eisenhower’ın “Önemli olan nadiren acildir, acil olansa nadiren önemlidir.” sözü bu noktada oldukça önemlidir. Hem hayatınızdaki hem de kariyerinizdeki sorumluluklarınızı önceliklendirmenizi kolaylaştırmak için Eisenhower Matrisi’nden faydalanabilirsiniz. Eisenhower, henüz işe başlamadan bir öncelik sırası yapılmasına ve bu sıraya göre işlerin yönetilmesine dayanır.     Asıl amacımız öncelikleri doğru şekilde sıralayabilmektir. Ardından öncelikli olandan başlayarak tüm işlerimize vakit ayırabiliriz. Bu metogolojiyi  alışkanlık haline geldiğinde performansi pozitif yönde etkilenecek ,enerji boşa gitmeyecektir..              

538 İş Veren
2345 İş Arayan

Gelişmelerden Haberiniz Olsun

E-Bülten aboneliği ile bizden düzenli bilgi alabilirsiniz

Bu internet sitesinde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. ' Kabul Ediyorum ' seçeneğine tıklamanız halinde çerez kullanımını kabul etmiş sayılacaksınız. Ayrıntıları inceleyin
Kabul Ediyorum